21 Mart 2009 Cumartesi

yetiştirme

Doğal ve Yetiştirme Özellikleri

Adaçayı, Balkanlar’da ve Akdeniz’de doğal olarak yetişmektedir. Ülkemizde Salvia cinsine ait 89 tür bulunur. Bunların yarısı endemik, yani Dünya üzerinde sadece bölgemizde yetişmektedir. Uzun saplardaki yaprakları bol yumuşak tüylerle kaplı, kadifemsi, oval, uçları sivri, soluk yeşil renklidir. Gövdenin ucunda sarmal şeklinde bir başak üzerinde bulunan mavi çiçekleri Haziran-Temmuz aylarında açmaktadır. Ortaçağdan bu yana Orta Avrupa’da bahçe ve saksı bitkisi olarak yetişti- rilmektedir. Adaçayı çeşitleri Akdeniz Havzasında ve Anadolu’da çok eskiden beri baharat olarak kullanılmaktadır. Sadece tıbbi özelliklerinin ve baharat olarak kullanılması değil, aynı zamanda güzel görünümü ve dekoratif özelliğinden dolayı bahçelerde yetiştirilmektedir. Güzel renkleri ve kokusu nedeniyle oldukça tercih edilen bir bitkidir. Kurak alanlar ve taşlı bölgelerde, kireçtaşı alanları ve çok az bir toprağa sahip kayalıklarda gelişebildiği görülmüştür. Bitki, güneşi iyi alan ve iyi drene olan kumlu topraklara ihtiyaç duyar. Adaçayı, tohumuyla üreyebildiği gibi çelikleme ile de kolayca üretilebilmektedir. Yaprakları yaş veya kuru olarak kullanılır. Olgun yapraklar, en fazla miktarda uçucu yağlara sahiptir ve kurutmak için en ideal olanıdır. Toplama işlemi çiçeklenmeden hemen önce veya Eylül’ün ikinci yarısında yapılır. Toplanan yapraklar kurutulması amacıyla gevşek şekilde demet yapılarak, iyi hava akımının olduğu serin ve karanlık bir yerde asılır. Bu işlem yaklaşık bir hafta sürer. Kurumuş yapraklar ağzı iyi kapalı ve fazla ışık almayacak şekilde kaplarda muhafaza edilir.

Bahçe adaçayı, güneşli bir yerde yetiştirilmelidir. Don olayına karşı duyarlı olduğu için, kış boyunca çam dalları ile örtülmesi doğru olur. Ülkemizde İzmir bölgesinde bahçe adaçayı yetiştirilmektedir.

Genelde tohumuyla kendiliğinden çoğalan adaçayı bitkisi, istenirse gövde çelikleriyle de üretilebilir.

Diğer İsimleri: Tıbbî adaçayı, Dişotu.. Latince Adı: Salvia Officinalis. Bitki: Haziran-Temmuz aylarında genellikle mavi mordan yeşilimsi beyaza kadar değişen renklerde çiçekler açan, ortalama 50 cm boyunda güzel kokulu bir bitkidir. Bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Yetiştiği Yerler: Orta Avrupa ve Balkanlarda, Akdeniz bölgesinde yabani olarak bulunur. Yurdumuzda ise Bahçelerde yetiştirilir. Akdeniz kıyılarında nadiren yabani türlere rastlanabilir. Adaçayı adı geniş bir bitki ailesini içermekte ve sadece Anadolu'da 80 kadar değişik adaçayı türü bilinmektedir.

Anavatanı: Akdeniz ve Ege bölgeleridir ancak, dünyanın ılıman iklimli her yerinde 100 den fazla çeşidi yetişir. Türkiye'de "Acı elma otu" adı ile de bilinir. Yapraklarının su buharı distilasyonu ile damıtılmasından elde edilen adaçayı uçucu yağına "Acı elma yağı" da denilmektedir. 20-50 cm.yüksekliğinde, çok yıllık bir bitkidir. Adaçayı türlerinin tümü güzel kokuludur. Resimde gördüğünüz gibi pembe ve eflatun çiçekler açar. Arıların çok sevdiği ve bal özü almak için uğradığı bitki türleridir. Cinsleri, denizdeki adalardan, 2500 metre yükseklikteki yaylalarınn kırlarına kadar olan, ılıman iklimli bölgelerin her rakımında yetişir. Tek gövde üzerinde sıralanmış çiçekleri, tüylü yaprakları ve parfümsü güzel kokusu olan adaçayı türü "yayla çayı" adı ile bilinir ve özellikle Çukurova bölgesinde çok tüketilir. Dinlendirici ve gece uyku düzeni sağlayıcı özelliği ile bilinir. Adaçayı, akla gelen hemen her sağlık sorununda güvenle başvurulan doğal ilaçlardan birisi olmuştur. Yaprakları koku özelliğini kaybetmeden, temmuz ayında toplanarak gölge ve havadar yerlerde serilip, sık sık karıştırılarak üç gün kadar kurutulmalı ve kuru nemsiz ortamlarda veya ambalajlarda saklanmalıdır. Bitki özü elde etmek için yapılan damıtma işleminde de yine kurutulmuş adaçayı yaprakları kullanılmaktadır.

EGE ÜNİVERSİTESİ TARIMSAL UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Teknik Bülten



E.Ü. Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü


Giriş

Avrupa’da tıbbi kullanımı resmen kabul edilmiş olan adaçayı, Türkçe Tıbbi adaçayı olarak isimlendirilen Salvia officinalis L. bitkisidir. Butür, Türkiye’de doğal olarak yayılış göstermemektedir. Ülkemizde yetişen adaçayı türleri içerisinde en fazla toplanan ve hem iç tüketimde kullanılıp, hem de ihraç edileni ise; Anadolu adaçayı’ da denilen Salvia fruticosa Mill. türüdür.

Salvia officinalis L. (Tıbbi adaçayı)

Labiatae familyasına dahil olan ve uçucu yağ içeren adaçayı türleri (Salvia spp.) özellikle Akdeniz Bölgesi’nde yaygın durumdadır. Bu cinse dahil olan Salvia officinalis L. (Tıbbi adaçayı) Avrupa’nın güney ve orta kısımları ile Batı Balkanlar’da özellikle Dalmaçya ve Makedonya’da yabani olarak bulunmaktadır. Bu tür Türkiye’de yabani olarak yayılış göstermemektedir. Ancak nadiren park ve bazı bahçelerde yetiştirilmektedir. Son yıllarda Ülkemizde, bazı özel firmalar tarafından tarımına başlanmıştır.

Bu türün özellikle Almanya, Güney Fransa, Macaristan, Rusya ve Amerika’da kültürü yapılmaktadır. Adaçayı çok yıllık, genel olarak 50cm, nadiren de 100cm boyunda, çalımsı basit yapraklı, genellikle morumsu mavi çiçekli bir bitkidir. Hegi’ye göre Salvia officinalis’in birbirinden oldukça farklı en az 3 alt türü vardır.

Bunlar:
S. officinalis spp. minor (GMELIN) GAMS

S. officinalis spp. major (GARSAULT) GAMS

S. officinalis spp. lavandulifolia (VAHL) GAMS’dır.

Drog olarak bitkinin yaprakları (Folia Salviae) kullanılmaktadır. Adaçayı yapraklarının en önemli maddesi uçucu yağı (Oleum Salviae)’dır. Bunun yanında tanen ve acı madde de taşımaktadır.

Yapraklarda uçucu yağ oranı %1-2,5 arasında değişir. Kodekslerde bu oranın en az %1,5 olması istenir. Uçucu yağın bileşimi incelendiğinde esas maddenin α-β Thujon (%35-60) olduğu bunun yanında 1,8-Cineol, Borneol, Campher ve Bornylacetat içerdiği görülmektedir.
Tıbbi adaçayı, ilk çağlardan beri yararlanılan bir tıbbi bitki olup; gıda, eczacılık, parfümeri ve kozmetikte kullanılmaktadır.

Salvia fruticosa Mill. (Anadolu adaçayı)

Türkiye florasında Salvia genusuna ait 87 tür doğal yayılış göstermektedir. Ülkemizde Salviafruticosa Mill. (Anadolu adaçayı) bitkisi Salvia genusunun en önemli türlerinden biridir. Salvia triloba L.’nin sinonimi Salvia fruticosa Mill. olarak tanımlanmaktadır. Salvia fruticosa Mill.’in anavatanı Akdeniz Bölgesi, özellikle Batı ve Güney Anadolu ve Yunanistan olarak belirtilmektedir. Türkiye’de hem iç, hem de dış ticareti yapılan bir bitkidir. Her yıl önemli miktarda drog yaprak ihraç edilmektedir. Ülkemizde Anadolu adaçayı, elma çalpası gibi isimlerle anılmaktadır. Tıbbi adaçayının yerine Ülkemizde bu türün yaprakları (Folia Salviae trilobae) kullanılmaktadır.

Bitki 120cm yüksekliğe kadar erişebilen çalımsı görünüşte ve çok yıllık olup, dalları beyaz renkli tüylerle kaplıdır. Yapraklar saplı, grimsi yeşil renkli, esas yaprakların yanında bir veya iki tarafı az veya çok gelişmiş yan yaprakçık taşımaktadır.

Bitkinin yapraklarından su buharı distilasyonu ile, renksiz veya açık sarı renkli elma yağı (Oleum Salviae trilobae) adı verilen bir uçucu yağ elde edilmektedir. Bu yağın elma yağı olarak isimlendirilmesinin nedeni, bazı bitki dallarının ucunda 2-3cm çapında elmayı andıran yeşilimsi kahverengi mazıların bulunmasıdır.

Bitkinin yaprakları %1-3 oranında uçucu yağ taşımaktadır. Bornova lokasyonunda yetiştirdiğimiz bazı populasyonlara ait tek bitkilerde bu oran %5,5-6’ya kadar çıkmıştır. Alman kodeksinde bitkinin içerdiği en az uçucu yağ oranının %1,8 olduğu belirtilmektedir. Uçucu yağın başlıca bileşenleri, 1,8-Cineol (%40-65), Champer, Borneol, olup, bu türde Thujon (%5)oranı oldukça düşüktür.

Salvia officinalis L. uçucu yağının esas maddesi Thujon olmasına rağmen Salvia fruticosa Mill. uçucu yağının esas maddesini 1,8-Cineol oluşturmaktadır.

Bu bitki gaz söktürücü, midevi idrar artırıcı, balgam söktürücü olarak ve romatizmal ağrılarda kullanılmaktadır. Salvia fruticosa Mill. antimikrobiyal, antihipertensif, kan şekerini düşürücü ve spazmolitik etkisinden dolayı önemlidir.

Dünya’da Salvia fruticosa Mill.’in kültürü üzerinde ilk araştırmalar E.Ü. Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü’nde yapılmıştır. Bu çalışmalardan elde edilen sonuçlar yayımlanmıştır. Ayrıca uzun yıllar diğer adaçayı türleri ile de değişik amaçlı kültür çalışmaları yürütülmüştür.

Kültürü
Bornova koşullarında yürütülen araştırmalarda, Tıbbi adaçayı (Salvia officinalis L.) ile Anadolu adaçayı (Salvia fruticosa Mill.) arasında yetiştirme tekniği açısından büyük farkın olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle her iki türün kültürü birlikte ele alınmış farklılıklar ise bitki ismi verilerek belirtilmiştir. Ancak özellikle Salvia triloba’nın soğuklara çok dayanıklı olmadığı ve her iki türün bitki habitusu bakımından farklı olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.

İklim ve Toprak İstekleri

Adaçayı sıcağı seven çok yıllık bir bitkidir. Kurak koşullara dayanıklı olmasına rağmen sulu koşullarda daha yüksek verim vermektedir. Özellikle genç gelişme devresinde yüksek oranda rutubete gereksinim duyar. Daha ileri büyüme devrelerinde kuraklığa dayanıklı bir bitkidir. Ege Bölgesi koşullarında kurak yaz dönemlerinde 3-4 defa sulanması uygundur.

Toprak istekleri bakımından özellikle kireçli, kumlu - tınlı toprakları tercih eder. Bornova koşullarında yürütülen denemelerde killi-tınlı ve tınlı bünyeye sahip besin maddelerince zengin topraklarda başarılı bir şekilde üretilebileceği belirlenmiştir.

Adaçayı, besin maddelerince zengin toprakları tercih ettiğinden ekim nöbetinde baklagillerden veya ahır gübresi ile gübrelenmiş bir çapa bitkisinden sonra gelmelidir.

Toprak Hazırlığı

Özenli toprak işlemenin bitki gelişmesi üzerine olumlu etkisi bulunduğundan, toprak ne kadar iyi işlenirse, su ve besin maddelerinden yararlanması o derece yüksek olacaktır.

Amaca uygun toprak işleme, direkt ve indirekt olarak toprak verimliliğini arttırmaktadır. Toprağın işlenmesi yani toprağın devrilmesi, karıştırılması ve kabartılması birinci derecede toprak işleme aletleri ile (pulluk, diskaro vb. ) yapılır. Daha sonra tohum ekiminden veya fide dikiminden önce ikinci derece toprak işleme aletleri ile tohum yatağı hazırlanır. Adaçayı tohumları fazla iri olmadığından tohum yatağının hazırlanmasına özen gösterilmeli, tarlanın tezekli olmaması, toprakla tohumun birbirine iyi temas etmesi sağlanmalıdır.

Üretim Tekniği

Adaçayı hem generatif hem de vejetatif olarak üreyebilen bir bitkidir. Bu özelliği nedeniyle özellikle ıslah çalışmalarında araştırıcılara geniş olanaklar sağlamaktadır. Vejetatif üretiminde, koltuk altı sürgünleri yada yaşlı bitkileri kısımlara ayırmak sureti ile üretim yapılabilir. Ancak geniş alanlarda tarlavari yetiştirmede vejetatif kısımlarla üretim hemen hemen hiç uygulanmaz. Zira çok fazla işgücü ve emek isteyen bir uygulamadır. Ekim zamanı bitki yetiştirmede en önemli faktörlerden biridir. Tohumla üretmede ekim zamanı İlkbahar veya Sonbahardır.

Ege bölgesi koşullarında en uygun ekim zamanı Sonbahar olarak belirlenmiştir. Bornova ekolojik koşullarında Salvia officinalis ile yapılan çalışmada, ekim sonbaharda yapıldığında ilk yıl iki biçim alınırken, ilkbaharda yapılan ekimlerde tek biçim alınmıştır. Ekim doğrudan doğruya tarlaya mibzerle yapılabileceği gibi, tohumların önce özel hazırlanmış fideliklere ekilmesi, buradan elde edilen fidelerin daha sonra tarlaya şaşırtılması şeklinde de uygulanabilir.

Burada yetiştiricinin doğrudan doğruya tarlaya ekim yöntemini mi yoksa şaşırtma yöntemi mi kullanacağına karar vermesi gerekir.

Direk tarlaya ekim mibzerle yapılmakta dekara 2,5 kg tohumluk kullanılmaktadır. Sıra arası mesafe 40cm olarak önerilmektedir. Ancak sıra arası mesafe ekolojik koşullar ve mekanizasyon durumuna göre değişmekte ve verimde önemli değişiklikler olmaktadır.

Bornova koşullarında yürütülen denemelerde 30cm sıra arası mesafede, 60cm sıra arası mesafesine göre daha yüksek verim elde edilmiştir.

Önce yastıklarda yetiştirilen fidelerin daha sonra tarlaya şaşırtılması şeklinde üretim tercih edilecekse 1 dekar alan için yaklaşık 0,2-0,3 kg tohumluk yeterli olmaktadır.
Fidelikler kekik fidesi yetiştirmek için kullanılan yastıklar gibi hazırlanır. Ege bölgesi koşullarında fideliğe en uygun ekim zamanı Kasım - Aralık aylarıdır. Özellikle tohum çimleninceye kadar tohumun bulunduğu topraklı kısmın kurumamasına özen gösterilmelidir. Fideliğin üzeri naylon vb. ile örtülmelidir. Güneşli havalarda zaman zaman naylon örtüyü açarak fideliği havalandırmak gerekir.

Yastıklar dikim zamanından yaklaşık 20-25 gün önce tamamen açılarak fideler dış hava koşullarına alıştırılır.
Fideler 10-15cm boyuna geldiğinde fidelikten sökülerek tarlaya şaşırtılır. En uygun dikim zamanı erken ilkbahardır.

Bakım

Bitkiler hava koşulları uygun olduğu takdirde ekimden yaklaşık 20 gün sonra toprak yüzeyine çıkarlar. Bitkiler 5-7cm büyüklüğe geldiğinde ilk çapa yapılır. İlk yıl bitki gelişmesi yavaş olduğundan çapalama işlemi birkaç defa tekrarlanır. İkinci çapada, adaçayı bitkilerinin kök boğazı doldurulur. Çapalama biraz derin yapılarak toprak her iki sıraya doğru çekilir ve bitki sıraları arasında karıklar oluşturulur. Çapa sayısı yabancı otların gelişme durumuna ve ekolojik koşullara göre değişir. Özellikle ilk yıl bitkiler daha az geliştiği için yabancı ot mücadelesi çok önemlidir. Daha sonraki yıllarda 3 yada 4 defa çapa gerekebilir. Çapalamada sıra arası mesafesi geniş olduğu zaman, traktörle çekilen çapa makineleri kullanılabilir. Son biçimden sonra iyi bir çapa yapılırsa tarla kışa yabancı otlardan arınmış olarak girer.

Adaçayı, vejetasyon süresince sulanmalıdır. Özellikle Anadolu adaçayı kurak aylarda da yaşamını devam ettirebilir. Ancak yüksek verim elde etmek için sulama yapılmalıdır. Böylece bitkinin vejetasyon dönemi birden fazla biçim yapılabilir. Sulama sayısı toprak ve iklim koşullarına bağlıdır. Sulama karık yada damla sulama şeklinde olabilir. Fide dikiminden hemen sonra eğer yağmur yağmazsa yağmurlama sulama olumlu sonuç vermektedir.

Adaçayı çok yıllık bir bitki olması, her yıl birden fazla biçim yapılması ve hasat edilen bitki aksamının çokluğu nedeniyle, topraktan kaldırdığı besin madde miktarı fazladır.

Tıbbi adaçayı ile Bornova koşullarında yapılan N’lu (Azotlu) gübre denemesinde, gübrelemenin verimi önemli ölçüde arttırdığı belirlenmiştir. Özellikle azotlu gübre iki defada uygulanmalıdır. Dekara atılacak toplam gübre ikiye bölünerek; birinci gübreyi ilkbaharda, ikinci gübreyi de ilk hasattan sonra vermek uygundur. Adaçayının kökeni Akdeniz Bölgesi olduğundan, genel olarak kuvvetli soğuklara karşı biraz hassastır. Bu nedenle, özellikle böyle yerlerde potasyum sülfatla gübrelenmelidir. Yine dikimde ve her yıl ilkbaharda fosforlu gübre uygulanmalıdır. Adaçayının fosforlu gübre gereksinimi fazla değildir.

Hasat

Adaçayı çok yıllık bir bitki olup her yıl birkaç kez biçim yapılabilir. İlk dikim yılında fideler tarlaya erken şaşırtılmış ise biçim yapılır. Kaliteli ürün elde etmek için biçim zamanı çok önemlidir. Genel olarak biçim çiçeklenme döneminde yapılmalıdır. Ancak özellikle ilk biçimden sonra çiçeklenme olmayabilir. Bu durumda üretici adaçayının biçim zamanına gelip gelmediğine karar vermelidir ve biçimi yapmalıdır. Biçim yüksekliği 5-10cm’dir. Biçim bağ bıçaklarıyla yapılabileceği gibi biçme makineleri ile de yapılabilir.

Kurutma

Hasat edilen bitkiler çok fazla su içerdiği için, yığın şeklinde bekletilirse kızışma sonucu kalitede önemli kayıplar meydana gelir. Be nedenle hasattan hemen sonra bitkiler kurutma yerine götürülerek serilmelidir. Kurutma doğal koşullarda yada, suni kurutma şeklinde yapılabilir. Doğal koşullarda kurutmada, biçilen adaçayları özel hazırlanan kurutma alanlarına yaklaşık 20cm kalınlığında serilir. Kurutulmak üzere serilen bitkilerin belirli aralıklarla alt üst edilerek kurumaları sağlanır. Yapay kurutmada ise sıcaklığın 35°C’yi geçmemesine özen gösterilmelidir. Biçim zamanına göre değişmekle birlikte, genellikle yaş bitkiden kuru bitki elde edilme oranı 4-5:1’dir.

Verim
Literatürde tıbbi adaçayının kuru herba veriminin 200-300 kg/da, kuru yaprak veriminin de 150-200 kg/da olduğu belirtilmektedir. Ancak Ege bölgesi koşullarında yürüttüğümüz araştırmalarda Salvia officinalis’te (Tıbbi adaçayı) ortalama kuru herba verimi dekara 275-600 kg, kuru yaprak verimi 200-450kg olarak belirlenmiştir. Koşullarımızda tıbbi adaçayı ile Anadolu adaçayı verimlerini karşılaştırdığımızda aralarında büyük fark bulunmadığı belirlenmiştir.

Tohumluk

Tıbbi adaçayı (Salvia officinalis L.) tarımı yapmak isteyen üretici gerekli tohumluk materyali özel tohum firmalarından sağlayabilir. Eğer Anadolu adaçayı (Salvia fruticosa) yetiştirecekse henüz bu bitkide tescilli ve ıslah edilmiş bir çeşit olmadığından üretim doğadan toplanan tohumlarla yapılmaktadır.

Öneriler

Adaçayı tarımında bitkilerin yetiştirileceği alanın fungal hastalıklarla bulaşık olması durumunda, özellikle Anadolu adaçayında büyük kayıplar meydana gelmektedir. Bu nedenle üreticilerin, bitki yetiştirilecek toprak fungal hastalıklarla bulaşık ise, çok dikkatli olmaları gerekmektedir.

Pazarlanması

Son yıllar ortalamasına göre, ülkemizde en fazla dış satımı yapılan tıbbi ve aromatik bitkiler içerisinde adaçayı %3’lük bir pay ile 9. sırada yer almaktadır. İzmir’de birçok firma tarafından adaçayı ticareti yapılmaktadır. Hem yurt içinde tüketilen, hem de yurt dışına ihraç edilen adaçayı büyük oranda doğadan toplanmaktadır. Özel sektör tarafından üretimine yönelik çalışmalar yapılmaktadır.

1 yorum:

  1. üreticiyim,istenilen miktarda salvia triloba tohumu bulunmaktadır.
    isteyen iletişime geçebilir,

    YanıtlaSil